Kurumsal reklamcılık, kuruluşların kendileri hakkında topluma bilgi verdikleri, saygınlık duyuruları, yönetim kutlamaları, kuruluşun sponsorlukları, yardımları, ödülleri, teşekkürleri, duyarlılıkları, kuruluşun çevrecilik konusundaki düşünceleri, işsizlik konusunda yaptığı çalışmalar v.b. toplumun kuruluş hakkındaki düşünce ve tutumlarını, olumlu yöne çekmek amacıyla yapılan reklamlardır. Kuruluşlar bazen ürün veya hizmet reklamlarında, kurumun imajıyla ilgili bilgiler de verebilmektedir. Bu da, karma reklam anlamına gelmektedir. Karma reklamlar genellikle, kurumun karşılaştığı bazı durumlara karşı, kendini savunmak için veya herhangi bir sorun ile ilgili olarak açıklama yapmak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda firmalar, karma reklamda, herhangi bir ürünün reklamını yaparken, firmanın ne olduğunu göstermeye de çalışabilmektedir. Kurumsal reklamcılık, kurumun vizyonunu ve misyonunu halka taşıdığı reklamlardır. Ekoloji, teknoloji, kurumsal veya sosyal sorumluluk, farklılık, verimlilik, büyük yatırımlar, tüketiciyi koruma gibi konular çerçevesinde, firmaların durdukları yeri topluma aktarır.
Bilindiği gibi reklamcılık, firmaların ürün ve hizmet özelliklerinin etkileyici bir biçimde tasarlanarak, hedef kitlelere aktarılan ve bu sayede, onların belirlenmiş davranışları göstermelerini sağlama amacını taşıyan, kurumlar ve tüketiciler arasında kurulan bir iletişim köprüsü olmaktadır. Firmalar, bu iletişim köprüsünü kullanarak bu defa, ürün ve hizmetlerini veya markalarını değil de kurumun kendisini satmaya çalışır. Tüketicilerin, kuruma karşı saygı duymalarını, ona güvenmelerini sağlayarak, dolayısıyla ürün ve hizmetlerine karşı da aynı duyguları yansıtmalarını istemektedirler. Örneğin, orman yangıları, insanların dikkatini çeken ve önem verdikleri bir konu olmaktadır. Kurumsal reklam yapmak isteyen bir firma, bu duruma karşı duyarlı olduğu mesajlarını, onların önem verdiklerine kendisinin de önem verdiğini anlatmaya çalışabilir. Kurumsal reklamcılıkta örneğin, zararlı atıklarını akarsulara boşalttığı suçlamasıyla karşılaşan bir firma, ona yapılan suçlama karşısında kendini savunmak için de reklam yapabilmektedir. Bunun en genel örneğini, çevreci kuruluşlar vermektedir. Onlar, edindikleri sorumlulukları, duyarlılıklarını bu anlamdaki çalışmalarını v.s. sürekli kurumsal reklam yapmaktadırlar.
Bugün geldiğimiz noktada, rekabet ortamları globalleşmiştir. Kıyasıya yapılan rekabet, dış ticaretin sürekli açık vermesiyle ekonomilerin bunlardan etkilenmesi, firmaların rakiplerine karşı kendilerini daha iyi korumaları gerektiği düşüncesini de beraberinde getirmiştir. Firmalar, ürün ve hizmetlerinin tüketiciler tarafından tercih edilmesi, satın alınması için, ürün ve hizmet reklamlarını zaten yeterince profesyonelce yapmaktadırlar. Şu durumda, firmaların, kurumsal reklam yaparak, tüketicilerin ürün ve hizmetleri dışında, kurumun kendisine karşı, olumlu düşüncelerini oluşturmaları gerekmektedir. İşte bu zorunluluk, firmaların sosyal sorumluluk alanında çalışma yapmalarını ve bu çalışmaları duyurup, tüketicilerin kabul sınırlarında kendilerine yer edinme gereksinimi ortaya çıkarmıştır.