Yaşanan ekonomik kriz dönemlerinde, reklam veren firmalar, reklamın önemini algılayamamaktadır. Kriz dönemleri, hem kurum ve kuruluşların hem de insanların, kendi bütçelerini kıstıkları, alışverişlerine sınırlama getirdikleri v.b. çeşitli önlem aldıkları dönemler olmaktadır. Halbuki tam da bu dönemlerde firmaların, reklama önem vermeleri, canlanma dönemlerinde amaçlarına ulaşmalarında etkili olmaktadır. Kriz dönemlerinde yaşanan durgunluklarda, reklam tanıtımlarının yapılması, insanların yani potansiyel tüketicilerin daha çok dikkatlerini çekmektedir. İzlemekte ve çeşitli nedenlerden dolayı reklam üzerine düşünmektedirler. Bu durum firmaların marka bilinirliği, ürün ve hizmet özelliklerini, oldukça net bir şekilde aktarabildikleri zamanları ifade etmektedir. Tüketicilerin, böyle zamanlarda, kendi bütçelerini kısmaları, firmanın, reklam yatırımları yüzünden, bütçesinin aldığı zarar, pazarın canlanmaya başlamasıyla, kat kat telafi edilebilmektedirler. Reklam veren firmalar, bu dönemlerde, hangi mecraya, ne kadar reklam yatırımı yapabileceklerini iyi analiz etmek zorundadır. Pazar payını büyütmek, rekabet edebilmek, marka bilinirliğini arttırmak gibi amaçlarının, hangisinin en çok önem taşıdığını saptaması gerekmektedir. Bunların herhangi birinin saptanması ve ona uygun reklam tasarımlarının yapılarak tanıtılması, oldukça etkili olmaktadır. Pek çok firmanın, bu dönemlerde, pazardaki varlığı ile ilgili yaptığı, küçülme – daralma – kısma – kesme – azaltma - kaldırma gibi işlemler, reklamı sürdürenler açısından fayda sağlamaktadır. Reklam veren firmaların, bu dönemlerde satış miktarını arttırma hedefiyle değil, Pazar payını büyütme hedefiyle hareket etmesi, kriz etkilerinin geçtiği dönemlerde, artan Pazar payı ile birlikte, satış hacminin de artmasını getirmektedir. Kriz dönemlerinde, krizi aşmak için uygulanan, reklamı kesme durumlarının işe yaramadığını, yapılan araştırmalar göstermektedir. Bunun yerine, kriz ortamında, doğru zamanda, doğru verilmiş kararların alınması krizin aşılmasını sağlamaktadır. Firmaların, ürün ve hizmete yönelik taleplerin genişlemesini sağlaması, tüketicilerin ortama ve markaya güven duymasıyla mümkün olabilmektedir. Bu ise, iyi zamanda ve kötü zamanda, tüketicilerin zihinlerinde yerlerini koruması ile mümkün olabilmektedir. Firmaların, kriz ortamında mücadeleyi bırakması veya ara vermesi, kriz geçtikten sonra ise yeniden tüketicilerini bulması, satış veya dağıtım kanallarını tekrar bulması oldukça güç olmaktadır. Ve bu durum, kriz nedeniyle, yapması gereken reklam yatırımlarının, toplam bütçesinden çok daha yüksek bir bütçeyle yapılabilmektedir. Yani firmalar bunu pahalıya ödemektedirler. Bu nedenle, firmaların, kriz dönemlerinde arenayı terk etmeden, bütçe planlamasını yapması, reklam yatırımlarına ayırması gereken miktarı tespit etmesi gerekmektedir. Doğru bir zamanda ve doğru kararlar alarak, reklam stratejisini devam ettirmesi gerekmektedir. Bu şekilde yani kriz etkilerinin geçmesi halinde, ya Pazardaki yerini korumaya devam ediyor olmakta, ya da Pazar payının arttırmış bir şekilde krizden çıkmaktadır. Diğer şekilde, Pazar payını da daraltmış olmakta ve krizin etkilerini yaşamaktadır.

Arşiv

Etiketler