Türk Hava Yolları'nın son reklam filminde, İstiklal Marşı'mızın dünyanın farklı ülkelerinin enstrümanlarıyla çalınarak kulaklarımıza ulaşması, kimilerini gururlandırırken kimilerinin de tepkisine neden oldu.
En fazla ülkeye uçan hava yolu şirketi olma unvanına sahip THY, bir Türk markası olduğu için bu sevinci ve gururu yeni bir reklam filmi çekerek Türk halkıyla paylaştı. Reklam filminde dünyanın çeşitli bölgelerindeki insanların müzik aletleriyle, Milli Marşı'mıza farklı bir yorum getirildi. Reklama tepki gösterenler Milli Marşı'mızın reklam jingle'ı olmadığını, ulusal bir marşın reklam malzemesi olmaması gerektiğini söyledi. Herkesin fikrine saygı duymakla beraber, THY'nin bizi utandıracak ya da zor durumda bırakacak bir davranışta bulunduğunu düşünmüyorum. ‘Türk' adını dünyanın yarısına duyurmayı başaran tek Türk markası THY, başarıyı tek başına üstlenmeyip o başarıya milletiyle birlikte sahip çıkmak istediği için böyle bir proje hazırlamıştır diye düşünüyorum. Reklam filmini izlerken; gururu, sevinci ve Türk milletinin adını taşıyan bir markanın başarısından aldığım hazzı aynı anda bana yaşatan Türk Hava Yolları'na teşekkür ederim.
Olaylar ya da durumlar karşısında olumsuz bir taraf bulmak istersek, bunu her zaman bulabiliriz. Köstek olmak veya olmamış demek işin en kolay tarafı ama destek olmak, sahip çıkmak, yapılan işe, harcanan emeğe destek vermek işin her zaman en zor kısmıdır.