Bizler, yaşadığımız her an birleriyle, bir şeylerle sürekli iletişim kurarak yaşayan insanlarız. İletişimin tanımı itibariyle; iki ya da daha fazla insanın birbirleriyle kurduğu fikir, düşünce alışverişidir. İletişim, kişilerin, dili aracı olarak kullanarak birbirlerine düşüncelerini, fikirlerini ilettikleri bir süreçtir. Bu, aynı zamanda hareket, mimik, davranışlarla kurulabilmekte ve yine aynı şekilde, fikirler ve düşünceler karşıdaki kişilere iletilebilmektedir. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için, yeryüzünde olan bütün varlıkları anlamlandırabilmesi gerekir. Bununla birlikte, sosyal bir varlık olmasından kaynaklı olarak, grup oluşturması da gerekmektedir. İşte bunları yapabilmek için, çevresinden haberdar olması, çevresinin de kendisinden haberdar olması şarttır. İnsan, tek başına yaşayabilen bir varlık değildir. Tek başına yaşamını sürdürebilmesi, birliktelikler kurmadan varlığını koruyabilmesi olanaksızdır. İşte bütün bunlar için sürekli çevresiyle, birileriyle iletişim kurması gerekmektedir. Kimi zaman yalnız ama genellikle, belirli bir çoğunluğun veya grubun parçası olarak yaşamını sürdürmektedir. İletişimin kurulmasını sağlayan çeşitli unsurlar bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, düşünceyi ya da fikri gönderen veya iletendir ki buna, daha çok gönderici denilmektedir. Düşünce veya fikir, genelde belirli bir mantık çerçevesinde iletilmektedir. Mantık çerçevesinde gelen düşünceyi alan taraf alıcıdır. Alıcı düşünceyi veya fikri alır ve yorumlar. İki taraf arasında gidip gelen unsur ise ileti veya istektir. Düşünce veya fikrin iletilme biçimine de kanal denmektedir. Bazen, buna frekans ta denilebilmektedir. Düşünce veya fikrin bu şekildeki döngüsüne ise dönüt denilir. Yani, bu alışverişe denilen bir kavramdır. İletişimin yapıldığı yer veya mekan ise bağlam olarak tanımlanmıştır. Bazen düşünce veya fikirler, sadece tanımlayıcı sözcükler vasıtasıyla iletilmeyebilir. Bazen, bazı anlamların veya ifadelerin yerini alan nesne veya olgular olabilir. İşte bunlar da göstergedir. Örneğin, bir firmanın ambleminin firmanın güçlü ve kaliteli olduğunu ifade etmesi, bayrağın bir halkı temsil etmesi ve onun bağımsız olduğunu anlatabilmesi, bir ezginin yas, diğerinin coşku veya mutluluğu ifade etmesi, bir saç kesiminin bir kültüre mensup değerleri ifade etmesi ve buna benzer pek çok örnek, göstergeleri ifade etmektedir. Göstergeler, insanların kendi kültürlerine uygun olarak yükledikleri anlamla ilgili olarak, ortaya çıkmaktadırlar. Her insan, bazı nesne veya olgulara birbirinden farklı anlamlar yükleyebilir. Çünkü insanların düşünceleri, deneyimleri, gelenek ve görenekleri, yaşama ve yetişme biçimleri, birbirinden farklıdır. Bu yüzden, nesnelere veya olgulara verilen anlamlar da birbirinden farklıdır. Bazen, aynı gösterge, birbirinden farklı insan veya insan gruplarına farklı şeyler anlatabilir. Örneğin, bazı bayram günleri, aynı kültüre mensup insanlar için bile, farklı anlamlar taşıyabilmektedir. Yaşlılar için ziyaret, çocuklar için yeni giysi ve eğlence anlamlarını taşıyabilirler. Bu yüzden, nesnelere veya olgulara verilen anlamlar ortama, kültüre, yaşa, birikime v.b. farklı unsurlara göre, anlamlar taşıyabilir.

Arşiv

Etiketler