Reklam sektörünün önemli kollarından birisi de siyasal reklamcılıktır. Üzerinde uzlaşılmış bir tanım yoksa da, genellikle “içeriği siyasal olan reklamcılık” olarak tanımlanması mümkün bir çalışma alanıdır. Siyasal reklamlar, siyasal mesajlar taşırlar ve bu mesajlar seçmenlerin/vatandaşların siyasal inanç ve düşüncelerini, tutumlarını etkilemek/değiştirmek amacı taşırlar. Siyasal reklam bir süreçtir ve özellikle seçim dönemlerinde hızlı işler. Siyasal reklamcılığın işleyişi de ticari reklamcılık gibidir ancak ayrıldığı noktalar da vardır. Siyasal reklamcılık farklı etkiler yaratmak amacıyla yapılabilir. Seçim döneminde bir siyasi partinin/adayın oy oranını arttırarak seçimi kazanması amacıyla, yönetim sürecinde gerçekleştirilen bazı faaliyetler kapsamında, belirli çıkar ve baskı gruplarını, siyasi oluşumları etkilemek gibi amaçlarla siyasi reklam çalışmaları gerçekleştirilebilir. Siyasal reklamları ticari reklamlardan ayıran belli başlı iç özellik vardır. Öncelikli olarak siyasi bir reklama konu olan şey kişiler, fikirler, vaatler, felsefelerdir. Oysa ticari reklamlar bir mal/hizmet için üretilirler. Siyasal reklamlar genellikle uygulama süresi olarak daha kısa sürelidir. Bunun en önemli nedeni özellikle demokratik sistemlerdeki seçim sistemidir. Seçim dönemlerinde artan siyasi reklamlar, diğer dönemlerde sürekli olarak yapılmaz. Siyasi reklam kampanyalarının amacı seçimi kazanmaktır ve bu amaca ulaşmak için bir tarih söz konusudur. Alıcı durumundaki seçmenlerin tercihleri de kısa süre içinde kendini gösterecektir. Bu özellik seçim kampanyalarında sıkça kullanılan vaatleri etkiler. Siyasi reklamlarda vaatlerin, yanıltıcı bilgilerin, iddiaların kullanılması konusunda katı kurallar yoktur. Siyasi reklamcılık, günümüzün demokratik siyasal sistemi içerisinde karar verme mekanizması konumundaki seçmenlere ulaşmak noktasında önemli bir konuma sahiptir. Yaklaşan 12 Haziran Genel Seçimleri öncesinde siyasi partiler arasındaki rekabet giderek kızışıyor. Televizyonlarda Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “Aile Sigortası”, “Çocuk Bütçesi” reklamlarıyla başlayan reklam yarışı, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) “Bolu Tüneli” reklamıyla devam etti. AKP, Eskişehir – Ankara Hızlı Treni, TOKİ, Karadeniz Sahil Yolu Projesi, yeni hava alanları gibi gerçekleştirilen icraatları iktidar olmanın da avantajıyla halktan kişilerin gözüyle ekrana taşırken “hayaldi gerçek oldu” diyor. Milliyetçi Hareket Partisi rap müzik tarzındaki seçim şarkısıyla çektiği ilginin ardından Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin Yozgat mitinginde bisküviyi “püskevit” olarak telaffuz etmesi özellikle sosyal medyada ses getirdi. Hazırlanan birçok farklı “püskevit” klibi sanal ortamda birçok kişi tarafından izlendi. Türkiye Komünist Partisi kimlerden oy istediğine değil, kimlerden oy istemediğine dair bir kampanyaya imza attı ve önce bencil çocuklara sahip olmak istemeyen anne – babalara, ardından da milli futbolcu Emre Belözoğlu’nun görüntülerine yer verdi. “Sakın TKP’ye oy verme Emre” diyen parti, “TKP boyun eğmeyen 500 bin işi arıyor” diyerek seçimlerdeki hedefini kesin olarak ortaya koyuyor. Siyasi partilerin seçim kampanyalarının ilerleyen günlerde yoğun olarak daha fazla mecrada karşımıza çıkacağı muhakkak. Ancak bu süreçte vatandaşları oy kullanmak konusunda bilinçlendirmeyi hedefleyen kampanyalar da yürütülüyor. Aralik Derneği ve Publicis Bold’un birlikte hazırladığı kampanya 2007 seçimlerinde sandığa gitmeyen yaklaşık 7 milyon kişi olduğu vurgusu yapan kampanya “Bir büyüklük yap” adını taşıyor. Kampanyanın reklam filminde farklı kesimlerden insanlar ağızlarında bir emzikle ekrana geliyor ve oy kullanma ile yetişkin bir birey olma arasındaki bağlantı ortaya koyuluyor. Facebook üzerinde de bir sayfa açılan bu kampanya kapsamında vatandaşların oy kullanmak konusunda daha duyarlı olması hedefleniyor. Mesajı doğrudan veren “Bir büyüklük yap” kampanyası, sosyal sorumluluk bilinciyle hazırlanmış, yaratıcı ve etkileyici bir çalışma olarak kendini gösteriyor.

Arşiv

Etiketler