Marka olmak, marka olarak kabul görmek ve bu markayı korumak zorlu bir süreçtir. Dünya çapında iki otomobil markası olan Ferrari ve Ford arasında “F150” konusunda yaşanan kriz marka olmanın önemini bir kez daha ortaya koydu.

Ferrari firmasının Ocak ayının sonuna doğru yaptığı tanıtımda, Formula 1 2011 sezonu için ürettiği F150 isimli araç görücüye çıkartılmıştı. Maranello şehrinde gerçekleştirilen bu tanıtımda, araca İtalya'nın birlik oluşunun 150'nci yılı dolayısıyla bu özel ismin verildiği belirtilmişti.

Ferrari bu tanıtımı yaparken, dünyanın uzak bir köşesinde de Amerikan Otomotiv markası Ford boş durmuyordu. Yeni aracın tanıtımı yapıldığında Ferrari ile iletişime geçtiklerini söyleyen Ford yetkilileri, aracın isminin değiştirilmesi taleplerine bir karşılık alamayınca konu ile ilgili olarak Detroit Mahkemesi'ne başvurdu. Gerekçe elbette ki, var olan markaları arasında sorun yaratmak, bir başka ürünü anımsatacak bir isim kullanmak ve internet üzerinden haksız rekabet yapmak. Suçlamaya delil olarak sunulan Ford ürünü Ford “F” serisi kamyonetler. Ford'un üretimine ve satışına aynı adla devam edeceğini duyurduğu kamyonetler aynı zamanda, ABD'de son 34 yılın en fazla satılan aracı ünvanını da elinde bulunduruyor.

Ferrari, Ford'un mahkemeye başvurması üzerine bir isim değişikliğine giderek, aracın pistlerde “F150th Italia” olarak yarışacağını duyurdu. Marka olmak zorlu bir süreç olduğunu en başta söylemiştik. Bir fenomen haline gelen Ferrari ve kapitalist sistem içerisinde bir üretim biçimine adını verebilen Ford arasında yaşanan bu kriz, bir marka olmanın ne kadar önemli bir değer olduğunu gösteren basit ancak çok önemli bir örnek.

Arşiv

Etiketler