"Eğer otoyollar reklamcılar tarafından tasarlansaydı, yol kenarındaki billboardlar yolun ortasına atlar ve ilerlememizi engellerdi." Dijital reklam formatlarından memnun olmayan bazı reklamcılar bu şakayı yapıyor. Hatta bazı yazarlar, hem yayıncıların hem de reklamcıların tüketicileri sürekli istismar ettiğini ifade ediyor. Yayıncılıkta önemli olanın sadık bir okuycu kitlesi oluşturmak olduğu ve bunun için de okuyucuyu (veya izleyiciyi) reklamcıların önüne koymanın gerekli olduğu, bu dinamik tersine döndüğünde platformları çekici hale getiren dengenin bozulduğu ifade ediliyor.
Dijital reklamcılık, başlangıçta tüketicilerle çift taraflı bir diyalog başlatmanın ve diğer mecraların sağlamasının imkansız olduğu bir bağlılık ve sadakat geliştirmenin yolu olarak görülüyordu. Ama günümüzde her yerden çıkıp, yapmak istediğimiz her şeyi kesintiye uğratan bu reklamlar artık tahammülü zor bir hal aldı.
Aslında şimdiki dijital reklam dünyası, hem reklamcıların hem de yayıncıların dijital reklam formatları konusunda çok düşük yaratıcılığa sahip olduklarının bir göstergesi. Dijital dünyada başarılı bir reklam, tüketicilere ulaştıktan sonra tüketicilerle bir etkileşim içerisine girebilen reklamdır. Tüketicilerle etkileşim içine girmek için de, yüksek kaliteye sahip ve tüketicinin değerli ve anlamlı bulacağı içerikler üretilmesi gerekir.
Ama gerçekten iyi ve değerli bir içerik üretmek zordur ve kelimenin gerçek anlamıyla yaratıcı olmayı gerektirir. Dijital reklamlara baktığımızda, reklamların sadece tüketicilere ulaşmak için tasarlandığını ve bunun da bıktırıcı formatlar ve yollarla yapıldığını görüyoruz: Ziyaret ettiğimiz bir websitesinin reklamlarının uzun süre bizi takip etmesi, videolardan önce ve videoların arasında reklamların çıkması gibi. Hatta videolardan önce çıkan (pre-roll) reklamların, pop-up reklamlardan hiçbir farkı olmadığını iddia eden reklamcılar da var.
Sırf görünmek üzerine odaklanmak, (dijital) bir reklam için dar görüşlü bir hedeftir. Çünkü bir reklama verilen tepki, sadece rasyonel tepkiden ibaret değildir ve işin içinde duygu bileşeni de vardır. Yani reklam, bizim internette okumaya veya izlemeye çalıştığımız şeyle ilgili olan iyi bir içerikse bile, şimdiki gibi insanları sıkan bir formatta kullanıcılara ulaşıyorsa, o markanın veya ürünün gerçekten sevilmesi, satışının gerçekten artması biraz zordur. Mesela biz de internette videolar seyrediyoruz ve biz pür dikkat bir şey seyrederken video altında çıkan şerit reklamları derhal kapatıyor, video arasında çıkan reklamlara da atlama seçeneği aktif hale gelene kadar tahammül ediyoruz. Biz reklam sektöründeyiz diye her yerde her an reklam çıkmasını savunmamız da mümkün değil; çünkü bunlar gerçekten de hantal reklam formatları.
Dijital reklamcılık için çıkış yolu, yüksek kaliteye sahip, tüketicileri gerçekten etkileyen ve tüketicilerle etkileşim sağlayabilen içerikler üretilmesidir. Hem yayıncılar hem de reklamcılar odak noktalarını görüntülenme sayısından uzaklaştırıp, içerikle reklamları daha uyumlu hale getiren teknolojilere ve tüketici deneyimini geliştirmeye yöneltmelidirler.